13 Ekim 2013 Pazar

GEZİ MÜZİKLERİ ANTOLOJİSİ

Gezi Parkı direnişi bir çok yenilik getirdi hayatımıza ve bir çok şey öğretti. Bu yenilikleri burada yazmaya niyetimiz yok, niyetimiz gezi parkı sürecinin en üretken dallarından biri olan müzik alanına bir ziyarette bulunmak. Gezi süreci boyunca bir çok farklı tarzda müzik üretildi, fakat ortak noktaları içerdikleriydi. Kimi zaman polis şiddeti, kimi zaman ağaçlar, kimi zaman ise dalga geçmek ana amaç olsa da alt metinde hep mücadele vardı. Bizlerde o süreçte sokaklarda olduğumuz için pek bir şey söyleyemedik gezi mucizesi hakkında. İş bu nedenle bu küçük 'Gezi Müzikleri Antolojisi'de bizden direnişe bir selam olarak sayılsın.



Renan Bilek - Ayağa Kalk




Beyoğlu Kumpanya - Bu Daha Başlangıç




Ozbi - Asi




Şanışer & Alef High - Guerrilla Warfare II




Kim Sevmedi Söyle Seni Sayın Başkan Sen Çocukken




Ceylan Ertem - Bir Başka 




Kardeş Türküler - Tencere Tava Havası




Duman - Eyvallah




Fuat Ergin - Karar Bizim Taksim Bizim




HakanVreskala - Dağılın Lan




Boğaziçi Caz Korosu - Çapulcular Oldu Mu?




Boğaziçi Caz Korosu - Çapulcu Musun Vay Vay




Hüsnü Arkan - Eğilin




çArşı - Duydum ki Tayyip Park Yıkacakmış




New York'lu Çapulcular - Şimdi İstanbul'da Olmak Vardı Anasını Satayım




Marsis - Oy Oy Recebum




Joan Baez - Imagine




Kesik Çayır (Çapulcu Versiyon)




Serhad Raşa - Çapulcu'nun Şarkısı




RAAD feat. Bora Gramm - Gezi Parkı Marşı (Ayakta Kal Çarşı)




ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu - Direniş Şarkısı




Boyun Eğmeyenler




ODTÜ KTMT - Tomadan Su Atarlar




Fazıl Say - İnsan İnsan




Her şey birdenbire değişsin ister miyiz?




Sık Bakalım




Gezi Parkı Tutsaklarına Özgürlük!




Elçin Özsoy & SSC - N'olur DİREN




DEMİR SERT - Bu Gaz Bi Harika Dostum




Çapulcu Horonu




Doğu Akdeniz - Reddet




Çapulcu Şarkılar- Angara'nın Gazları




Nazan Öncel vs. Çapulcu Orkestrası - Güya




GERÇEKÇİ OL, İMKANSIZI DÜŞLE!


11 Ekim 1971... John Lennon çıkardığı bir plakla tüm dünyaya bir düş kurma çağrısında bulundu. Ayrımcılığın, milliyetçiliğin, sınırların, savaşların olmadığı bir dünyanın düşü... Aradan 42 yıl geçmesine rağmen maalesef bu düşü sürdürmek zorunda kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. Yine de düşlediklerimizin güzelliğiyle avunuyoruz. Avuntu günlerimizin çabucak geçeceğini umut ederken düşlerimizi de paylaşalım istedik. Aylin Aslım, Bülent Ortaçgil, Redd grubundan Doğan Duru, Bulutsuzluk Özlemi’nden Nejat Yavaşoğulları ve Moğollar’dan Taner Öngür’le düş kurmak üzerine konuştuk. Sırasıyla, “Şu an ne düşlüyorsunuz?/Nasıl bir dünya düşlüyorsunuz?”, “Asla gerçekleşmesini istemediğiniz düşünüz?” ve “Ne tür bir düş kurmak sizi utandırırdı?” şeklindeki sorularımıza verilen yanıtları, “Kimsenin hayallerine dokunmayalım” diyerek olduğu gibi verdik.

AYLİN ASLIM:

» John Lennon gibi insanların ayrıkotu olmadığı ve genç ölmediği bir dünya güzel olurdu.

» İnsanların aklından geçenleri duyabilmek.

» Utanacağım bir hayalim yok.


BÜLENT ORTAÇGİL:

» Düş farklı gerçek farklı. 

Düşleri gerçeğe yaklaştırmak gerekiyor.

» Kozmik bir dünya felaketinin olmasını düşlemem.

» Düşlerden utanılmaz.

TANER ÖNGÜR:

» Açgözlülüğün, hırsların ve kör inançların bu gezegenden yok olması.

» Kör inançların yönlendirdiği insanların yönetimlere hakim olması, ne yazık ki bir ölçüde yaşanıyor bu .

» Bilmiyorum, hiçbir hayalimden utanmadım bugüne kadar.


NEJAT YAVAŞOĞULLARI:

» Gelecek için “bulutsuz” günler düşleyen ben buna devam etmeli miyim bilmiyorum.Gezi olayı olumlu düşünmeme neden olsa da ülkemizde sürmekte ve artmakta olan bireyin özgürlüğüne yönelik gelişmeler olumsuz seyrediyor.Kitleler üzerindeki baskı artıyor..

» Hoyratça yokedilmiş doğal yaşam ve insanların gerçek anlamda özgür olamayışı.Yönetimler tarafından çeşitli araçlar kullanılarak halkın doğru düşünemez hale gelmesi köleleşmesi..paranın ve tabuların baskısıyla hayatların yaşanamaması.

» Böyle bir düş kuramazdım.

DOĞAN DURU:

» Ben dünya düşü kurmayı çoktan bıraktım aslında, gün geçmiyor ki bir öfke bir dayatma bir şiddet ortamını solumayalım. Seçilmiş olanların kendilerinde, yeni bir kimlik, sistem hatta gelecek yaratma yetkisini kendinde görmesi dahası bir takım dalkavukların bu duruma şakşakçılık yapmaları insanın düş kurmasını da engeller hale geldi. Gezi’nin ilk günlerinde hissettiğimiz direnç duygusu bir umudu da yanında getirmişti ki siyasi olarak bir sonuca ulaşamaması ve hatta kimilerince provakatif bir algıya itilmeye çabalanması ve bu oyuna gelenler yüzünden işler sarpa sardı.

Elbette umudumuz ve düşlerimiz son yıllarda, özgürlüğü derinden hissedip yaşayamadığımızdan dolayı kendimizle ilşkili olmaktan çok yaşam ve toplumla ilşkilenmek zorunda kaldı.

Hayata geldik ve yaşamaya çabalıyoruz, üretiyor, paylaşıyoruz keşke tek dertlerimiz yaşamla ve doğayla olan mücadelemiz olsaydı.

» Gerçekleşmeyecek bir düş kurmak gerçekçi görünmüyor yine de eğer bu soru bir kabusa dönüşebilme ihtimali olan bir düş nasıl olurdu diye sorulsaydı, cevabım Türkiye’de bazılarının kurduğu düşün tam da dönüşmeye başladığı şeydir. Daha özgür olabilmek için başka bir derin yapılanmanın önünü açanlar arasında bizim gibi Lennon diyarından gelenler de vardır. Aynı rövanş duygusuyla farklı nedenlerden ötürü kullanılıp atılan liberaller bugün düşlerinin kabusa dönüşmesini izliyorlar. İçinde rövanş duygusu olan her düş bir gün kabusa dönüşecektir.

» Vasatın yükselişini yaşadığımız bu zamanlarda sahip olduğum yeteneklerle hakettiğim sonuçlara ulaşamamış hissediyorum kendimi yine de sahip olmadığım şeyler yüzünden kendimi haketmediğim bir yerde duruyor görmek beni utandırırdı. Gerçi o kadar çok ki bu tarz insanlar bir utanç ülkesi haline gelmemiz bu yüzden an meselesidir.


Selçuk ÖZBEK - BirGün


5 Nisan 2013 Cuma

NİSAN AYI ETKİNLİK TAKVİMİ!

Efendiler ve Hanımefendiler,

Ailenizin Fanzini, Bi Haber Faznin'den bir büyük hizmet daha. Sizler diyorsanız ki; 'Yapacak iş bulamıyorum', 'Nasıl eğlenebilirim?', 'Nerede bu sanatsal ve kültürel etkinlikler?' işte o zaman sizlere cevap. Alın Bi Haber Fanzin'in sizin için hazırladığı Nisan ayı etkinlik takvimi!


5 Nisan 2013 Cuma

Tiyatro: Aziz Nesin'in Eseri Selamun Kavlen Karakolu (Ankara Sanat Tiyatrosu)
Saat: 20.00
Yer: DEÜ Eğitim Fakültesi Konferans Salonu

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

10 Nisan 2013 Çarşamba

Tiyatro: Uğur Mumcu'nun Eseri Sakıncasız (Ankara Meydan Sahnesi)
Saat: 20.00
Yer: Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Avni Anıl Sahnesi

*****

Konser: The Legacy ve Yıldız Kenter - Mevlana rubaileri
Saat: 20.00
Yer: Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi
Tam: 10 Lira, Öğrenci: 5 Lira

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

12-13 Nisan 2013 Cuma-Cumartesi

Tiyatro: Katil (Hamle Tiyatrosu)
Saat: 20.30
Yer: Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Avni Anıl sahnesi

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

15 Nisan 2013 Pazartesi

Sergi: Reyhan Abacıoğlu'nun 6 Mayıs'a Kadar Sürecek Resim Sergisinin Açılışı
Saat: 18.00
Yer: Güzelyalı Kültür Merkezi Sanat Galerisi

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

17 Nisan 2013 Çarşamba

Söyleşi: Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler (Tema Vakfı Toplantıları)
Sunan: Yrd. Doç. Dr. Engin Önen
Saat: 14.00
Yer: Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi 5.Kat Toplantı Salonu

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

18 Nisan 2013 Perşembe

Sergi: Özgür Kulaksız'ın 7 Mayısa Kadar Sürecek Resim Sergisi Tadat'ın Açılışı
Saat: 18.00
Yer: Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi 6.Kat Toplantı Salonu

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

23 Nisan 2013 Salı

Konser: Gripin
Saat: 20.00
Yer: Buca Pazar Yeri

*****

Konser: Kurtalan Ekspresi
Saat: 18.30
Yer: Uğur Mumcu Parkı, Karabağlar

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

24 Nisan 2013 Çarşamba

Söyleşi: Psikodrama ve Sosyodrama Günleri
Konuşmacı: Psikiyatrist İnci Doğaner
Saat: 19.00
Yer: Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi 5.Kat Toplantı Salonu

*****

Tiyatro: Dario Fo Eseri Açık Aile (NY Sanat Akademisi Gösteri Merkezi)
Saat: 20.00
Yer: Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Avni Anıl sahnesi

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

25 Nisan 2013 Perşembe

Tiyatro: Orhan Veli'den Oltanın Ucundaki Şiirler (Han Tiyatrosu)
Saat: 20.00
Yer: Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Avni Anıl sahnesi

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

26 Nisan 2013 Cuma

Söyleşi: Kadına Ailede, Dilde ve Toplumda Yüklenen Analık Olgusu
Konuşmacı: Zehra Ünüvar
Saat: 17.00
Yer: Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi 5.Kat Toplantı Salonu

*****

Tiyatro: Metin Uca'nın Tek Kişilik Oyunu Hanuka Matata
Saat: 20.00
Yer: Güzelyalı Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Sahnesi

*****

Tiyatro: Vedat Türkali'nin Eseri Karanlıkta Uyuyanlar (Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu)
Saat: 20.00
Yer: Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi, Avni Anıl sahnesi



Ücret bildirdiğimiz etkinlikler dışındakiler ücretsizdir.

22 Şubat 2013 Cuma

BERFO ANA!

Bir sabah uyandığınızda, boğazınızın düğümlendiğini hissettiniz mi hiç? Hiç bir neden yokken hemde. Dertsiz, kasavetsiz bir uykudan sonra aniden gelen bir karabasan gibi. Bir sabah uyandığınızda ve belki büyüyüp koskoca insanlar olduğunuzda yavrunuzun uykudaki masumane duruşuna baktınız mı hiç? Sanki o an yanında anası olmasa tüm tehlikelere açık gibi duran o halini sizde gördünüz mü? Hani güvercin ürkekliği ile gidip alnından öptünüz mü hiç? Bir insanı çıkarsızca gerçekten sevebildiniz mi hiç? Bir sevgili gibi değil, bir arkadaş gibi değil, hiç bir kutsallık katılmadan ve toplumsal bir misyon üstlenmeden bir ana gibi yavrunuza aşık olabildiniz mi? Sanki siz yanında olunca tüm tehlikelerden koruyabilecekmişsiniz gibi hissettiniz mi? O sizden koparıldığında 'ben çaba göstersem olmazdı' diyerek kendinizi yediniz mi ya da yavrunuzun peşine düşüp 'ben onunla toprağa gireceğim' deyip, yavrunuza yoldaş olabildiniz mi?

Bu sabah kalktığımızda dertsiz, tasasız uykumuzdan bir karabasan oturuyor hissettik yüreğimizde. Belkide işte o an biraz olsun anlaya bildik yıllar yılı Berfo Anamızın neler çektiğini. Bir çoğumuzun yaşı genç, bilemeyiz belkide evlat denen olgunun ne güzel ve ne menem bir şey olduğunu. Ama evlat sevgisini ve evladına yoldaş olmayı Berfo anadan öğrenebildik. 'Kuzum' diye severken, elinden o ana kuzusunun alınmasının nasıl bir şey olduğu bilemeyiz. Ama oğulun peşini bırakmamayı, ne olursa olsun ve nasıl olursa olsun bulmak için çabalamayı Berfo Anadan öğrendik. Çok atıp, tutabiliriz ve çeşitli acı sözcükleriyle yaşadığımız burukluğu anlatabiliriz. Ama Berfo Ana her 'Arkadaşlar! ben bir anayım benim sesimi duymak zorundasınız, beni dinemek zorundasınız' dediğinde dinlemek için onu, susarız.


Berfo Ana yıldızlarda artık. 1995 yılından beri her cumartesi devletçe kaybedilen yakınlarının hesabını sormak için bir araya gelen Cumartesi Anneleri'nin simgesiydi o. Oğlu Cemil Kırbayır yanında yedi kişi ile gözaltına alınmış, daha sonra diğer yedi kişi geri dönerken Cemil geri dönememiştir. Berfo Ana oğlunu son kez gördüğü anı 'Anne dedi. Yavrum dedim. İşte onun o sesini özledim' diyerek anlatıyor bizlere. Berfo Ananın tek istediği oğlunun kemiklerine sarılmak, ona bir mezar açmak ve yanına gömülmekti. O otuz sene boyunca bir gün çıkar gelir diye asla evini boyamadı, asla eşyalarını değiştirmedi ve asla evinin kapısını kitlemedi. Gelirde bir gün yavrum evini tanımaz dedi, eşyalarını yadırgar dedi, gelirde kapıda kalır belki dedi. Berfo Ana otuz sene boyunca sadece beklemedi, o aynı zamanda oğlunu aradı, darbecilerin ve işkencecilerin peşini bırakmadı. Sözde 12 Eylül yargılamalarında Hakim onu karşısında gördüğünde yanındakilere 'Ana Türkçe biliyor mu?' diye sorarken, o ayağa kalkıp hakime; ''Kenan Evren' i neden getirmedin?'' diye karşılık verdi ve Kenan Evren'e "Elin ayağın titremesin Evren buraya gel!'' diyerek meydan okudu...



Berfo Ana otuz yılı aşkın süre oğlunu aradı. O ve oğlu Cemil Kırbayır bir mücadelenin simgesi oldular. Berfo Ana yeri geldi sokaklarda, yeri geldi başbakanın karşısında ve yeri geldi elleri darbecilerin yakasında hep oğlunu sordu. Tek isteği vardı; oğluyla beraber mezara girmek. Olmadı çok büyük devlet bir ananın son isteğini yerine getirmedi. Dediğimiz gibi o hep bekledi bir gün oğlu çıkarda gelir belki diye. O, oğlunun 'Anne ben geldim' sözlerini duyabilmek için her gün ne cehennem ateşlerinde dağladı yüreğini de, zalimlerin karşısında dik dura bilmek için acısına tuz bastı. Oğlunu bulamayan devlet, ona en büyük kötülüğü yaptığını sanıyordu belki de. Ülkesi ve halkı için mücadele edenleri işkencelerde katletmek, gözaltılarda kaybetmek, sokak ortalarında vurmak ve idam etmek bu  devletin işiydi. Cemil şahsında hem Berfo Analara gözdağı vermek istediler hemde yetişecek nice Cemillere. Ancak diyordu ya şair dizelerinde 'Saraylar saltanatlar çöker/ kan susar birgün/  zulüm biter./  menekşelerde açılır üstümüzde/  leylaklarda güler./  bugünlerden geriye,/  bir yarına gidenler kalır/  bir de yarınlar için direnenler...' işte bizlerde oğlunun yerini doldurmasa da her seferin Berfo Anaların yanına gidip 'Anne biz geldik' diyeceğiz. Çünkü Cemil Kırbayır ve Berfo Ana yarınlarımıza gitmiştir ve bizlere düşen ise yarınlar için direnmektir artık. Sözler anlamsız ve kifayetsiz kalsa da, damarlarımızdaki kan çekilene kadar Cemil'i arayacağız. Cemilleri katledenlerden mutlaka ama mutlaka hesap soracağız. Rahat uyu Berfo Ana, nasıl başaracağını bilmesek de  'rahat uyu' sen. Sözümüz sözdür ana, Cemil'den tanırsın bizi. Biz sözümüzden dönmeyiz. Sen yeter ki ana koyabilmemiz için başlarımızı,  dizini hazırla o muhteşem güne...
''bir sabah anne bir sabah 
acını süpürmek için açtığında kapını 
adı başka sesi başka nice yaşıtım 
koynunda çiçekler 
çiçekler içinde bir ülke getirirler 
başlarını koymak için yorgun dizine 
sen hazır tut dizini anne 
o mükemmel güne''



21 Şubat 2013 Perşembe

KOMÜNİST MANİFESTO TÜRKİYE'DE - NEZİH KAZANKAYA



Komünistler Birliği’nin (bazı çevirilerde Komünist Birlik) programı olarak Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından 1847 Aralık 1848 Ocak tarihleri arasında Brüksel’de kaleme alınan ve ilk olarak 1848 yılının 21 Şubat’ında İngiltere’nin Londra kentinde Almanca olarak basılan Komünist Parti Manifestosu’nun (Manifest der Kommunistischen Partei) Osmanlı topraklarındaki ilk yansıması ne yazık ki olumlu sonuçlanmamıştır. F. Engels’in 1888 Tarihli İngilizce Baskıya Önsöz’ünde çeşitli ülkelerde yapılan basımlardan söz ederken “(b)undan birkaç ay önce İstanbul’da yayınlanması beklenen Ermenice çevirisi, bana söylendiğine göre, yayıncı Marx’ın adını taşıyan bir kitap yayınlamaktan korktuğu, çevirmen de kitabı kendi eseri gibi göstermeye yanaşmadığı için gün yüzüne çıkamamıştır” (Yordam-2008, sf. 62) demektedir.

Emektar komünist Rasih Nuri İleri, Yordam Kitap’tan yayınlanan Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar kitabında yer alan “Türkçede Manifesto” başlıklı yazısında “(e)ski komünistlerden Hasan Kaşarcı (Komsomol Hasan) Unkapanı’nda bir Ermeni dini kuruluşunun kitaplığında aynı çevirinin basılmış bir örneğinin bulunduğunu bana söylemişse de, sözü geçen adresi bulamadım” diyerek “(b)u konunun etraflıca araştırılmasında fayda” olduğunu belirtmiştir (Yordam-2008, sf. 15).
İkinci girişim de, ne yazık ki olumlu sonuçlanmamıştır. Türkiye Komünist Partisi kurucularından Mustafa Suphi tarafından yapılan çevirinin sadece ilk bölümüne ulaşılabilmiş ya da sadece bir bölümü çevrilmiş ancak basılamamıştır. Belge Yayınlarından çıkan Eski Sol Üzerine Yeni Belgeler kitabında Mete Tunçay, Mustafa Suphi çevirisinin Türkçe çevrimy azısını yayınlamıştır (sf. 30-46). “Komünist Beyannamesi” başlığını taşıyan çeviride ilk cümle şöyledir: “Bir hayalet, komünizm hayaleti Avrupa’yı büyülemiştir…”. Önsözleri içermeyen metin 2. Bölüm’ün sonlarına doğru kesilmektedir.
Mustafa Suphi çevirisinin, 2008 Mart ayında Sosyal İnsan Yayınları tarafından yayınlanan Komünist Manifesto kitabındaki basımında çevirinin; 1919-1920 tarihini taşıdığı, çevrimyazının Şeyda Oğuz tarafından yapıldığı ve çevirinin kesilmesinin nedeninin  “…elyazmasının olduğu defter(in)” (sf. 71) bitmesi olarak gösterilmiştir.
Türkçede ilk basım, 1923 (Hicri:1339) yılında Komünist Beyannamesi adı altında Aydınlık Külliyatı’ndan, Doktor Şefik Hüsnü tarafından yapılan çeviri ile gerçekleşmiştir. Kitabın başlangıcında yer alan Birkaç Söz bölümünde Doktor Şefik Hüsnü Komünist Manifesto’nun “-yazıldığından ancak 75 yıl sonra- dilimize çevril(diğini) ve Türk aydınlarına ve işçi sınıfına sunalabil(diğini)”, “…açık bir dille ve daima esas metne sadık kalmaya çalışarak Komünist BEYANNAMESİ (MANİFESTOSU) ni Türkçeye çevir(diğini)” belirtmiştir. Doktor Şefik Hüsnü’nün, Mustafa Suphi’nin çevirisini devam ettirdiği genel kabul görmektedir. K. Marx ve F. Engels tarafından değişik baskılara yapılan önsözleri içermeyen kitap “Bir hayalet, komünizm hayaleti bütün Avrupa’yı dolaşmaktadır” cümlesi ile başlamaktadır.
Sosyal İnsan Yayınları, Doktor Şefik Hüsnü çevirisini ve yarım kalan Mustafa Suphi çevirisini bir araya getirerek Komünist Manifesto adı ile yayınlamıştır. Kitaba, Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1968 yılı Ağustos ayında Türk Solu dergisinde yayınlanan, “Şefik Hüsnü ve Reşat Fuat Üzerine” başlıklı anma yazısı da eklenmiştir. Kitap 72 sayfadır.

Doktor Şefik Hüsnü çevirisinden on üç yıl sonra 1936 yılında Kerim Sadi, İnsaniyet Kütüphanesi Yayınlarından kendi çevirisi ile Manifest’i yayınlamıştır. 64 sayfa olan kitap dört önsözü içermektedir. Kitap daha önce, Kerim Sadi tarafından Tarihi Bir Vesika adıyla iki ayrı fasikül halinde yayınlanmıştır.

K. Marx ve F. Engels tarafından onaylanarak yapılan yeni baskılarında adı Komünist Manifesto olarak geçen kitabın Türkiye’deki üçüncü baskısı, aynı adla 1968 yılında Süleyman Ege tarafından çevrilerek Bilim ve Sosyalizm Yayınları tarafından yapılmıştır. Kitap 68 sayfadır. Yedi önsözü içeren kitap “Avrupa’da bir heyula kol geziyor – Komünizm heyulası” cümlesi ile başlamaktadır.

Komünist Manifesto’nun yasaklanması için dava açılmıştır. Süleyman Ege, bu dava sürecini “Komünist Manifesto” Davası Belgeler adı ile 1971 yılında kitaplaştırmıştır.

Bilim ve Sosyalizm Yayınları 2009 yılında gerek ana metni gerekse dava sürecini aktardığı belgeleri ek yazılar ile zenginleştirerek Komünist Manifesto ve Türkiye’deki Öyküsüadı ile yayınlamıştır. Kitabın çeviri sürecine katılan Mihri Belli, Erdoğan Berktay, Süleyman Ege, Pertev Naili Boratav ve Korkut Boratav’ın adları çevirenler bölümünde yayınlanmıştır. Süleyman Ege, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Ekinde yayınlanan “Komünist Manifesto” Üzerine Zorunlu Bir Açıklama yazısını kitaba eklemiştir. Kitap 196 sayfadır. Eser, daha sonraki baskılarında, aynı içeriği kullanılarak Komünist Manifesto adıyla yayınlanmıştır.
(RESİM6)
Öncü Kitapevi eseri, 1970 yılında Tektaş Ağaoğlu’nun çevirisi ile Manifesto adıyla yayınlamıştır. Yayınevini, Birkaç Söz başlığı ile Komünist Manifesto’nun Türkiye tarihi ve eseri yayınlamanın sorumluluğuna vurgu yapmıştır. Eser, yedi önsöz ve ana metinden oluşmakta olup 88 sayfadır. Kitap, “Avrupa’nın başına bir heyûlâ belâ kesilmiştir: Komünizm heyûlâsı” cümlesi ile başlamaktadır.

1974 sonrasında çeşitli Komünist Manifesto çevrileri ve baskıları yapılmıştır. 1976 yılında Evren Yayınları eseri, Manifesto adıyla Mümtaz Yavuz’un çevirisi ile basmıştır. Kitap, yedi önsözü ve ana metni içermektedir. 88 sayfa olarak basılan eser “Avrupa’da bir dehşet hüküm sürüyor: Komünizm dehşeti” cümlesi ile başlamaktadır.
Sol Yayınları 1976 yılında, Dirk J. Struik’in Komünist Manifesto’nun Doğuşu ve Tarihsel Önemi başlıklı yazısı ile başlayan ve “Komünist Manifesto”nun Doğuşu ve yazarın adını taşıyan baskısını yapmıştır. Manifesto’nun yazıldığı toplumsal, tarihsel ve siyasal koşulları anlatan yazarın yazısının ardından kitap; Komünist Partisi Manifestosu, Önsözler ve Komünist İman Yemini Taslağı, Komünizmin İlkeleri, Komünist Partisinin Almanya’daki İstemleri ile Komünist Birliğin Tarihi Konusunda adlı makaleler ile devam etmektedir. Toplam 264 sayfadır.
Kitap, Sol Yayınları tarafından 1991 yılından başlayarak, aynı içerik ile Komünist Manifesto ve Komünizmin İlkeleri adıyla yayınlanmıştır. Bu baskı 224 sayfa olarak yapılmıştır.
Yine Sol Yayınları tarafından ilk baskısı 1997 tarihli Komünist Parti Manifestosu adını taşıyan 64 sayfalık bir baskısı daha vardır. Ana metin, 1872 Almanca Baskıya Önsöz, Komünist Manifesto 150 Yaşında (Yaşar Öztürk), Komünist Manifesto ve Komünizmin İlkeleri ile Dirk J. Struik’in “Komünist Manifesto” adlı yazısını içermektedir.

Çevirilerde, Muzaffer Ardos, Muzaffer Erdost ve Sol Yayınları Yayın Kurulu açıklamaları bulunmaktadır. Komünist Manifesto, “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.
Aydınlık Yayınları 1979 yılında eseri Komünist Partisi Manifestosu adıyla yayınlamıştır.             Yedi önsöz ve ana metinden oluşan kitabın çevirmeni olarak Nur Deriş’in adı yer almaktadır. Can Yayınları tarafından yayınlanan Komünist Manifestokitabında Celal Üster, kitabı birlikte çevirdiklerini, askere gitmesi nedeniyle sadece Nur Deriş’in adının yer aldığını söylemektedir. 102 sayfa olarak basılan eser “Avrupa’da bir hayalet kol geziyor: Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

12 askeri faşist darbesi sonrasında hüküm süren karanlık dönemde birçok eser gibiKomünist Manifesto baskısına da rastlanmamaktadır. Yazılışının 150. Yıldönümü nedeniyleKomünist Manifesto’nun yeni baskıları gündeme gelmiştir.
Tohum Yayıncılık, Şubat 1998’de Orhan Dilber’in çevirisi ile Komünist Parti Manifestosu’nu yayınlamıştır. Kitap, ana metinden daha sonra yazılan önsözlerin bilinçli olarak yer almadığı bilgisinin de verildiği Yayınevi AçıklamasıKomünist Manifesto’ya Onu Aşma İddiasında Olanlar Sahip Çıkabilir! başlıklı sunuş yazısı, ana metin ve Komünistler Birliği Tüzüğü’nden oluşmaktadır. 90 sayfalık eser “Avrupa’nın başına bir heyûla musallat olmuştur: Komünizm heyûlası” cümlesi ile başlamaktadır.

Komünist Parti Manifestosu Gelenek Yayınları tarafından 1998 yılında yayınlandı. İki baskı sonrasında NK Yayınları tarafından yayınlanan eserin Yazılama Yayınları tarafından yapılan iki baskısı bulunmaktadır. Erkin Özalp tarafından Almancadan çevrilen eser 2009 yılında yapılan yedinci baskıda yedi önsöz, ana metin ve çevirmenin 1998 tarihliManifesto’ya Dair ve 2007 tarihli Beşinci Baskıya Dair yazılarını içermektedir. 94 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

1998 yılında Komünist Parti Manifestosu’nun bir başka baskısı Evrensel Basım Yayın tarafından yapıldı. Çevirisini Almancadan Yılmaz Onay’ın yaptığı kitap üç önsöz, ana metin ve Marksist-Leninist Parti ve Örgütler Uluslararası Konferansı adına Raul Marco’nun Ocak 1998 tarihli Önsöz Yerine (Prolog) başlıklı yazısından oluşmaktadır. 2011 yılına kadar altı baskı yapan ve 88 sayfa olan eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

İnter Yayınları 1998 yılında İsmail Yarkın’ın çevirisi ile Komünist Partisi Manifesto’sunu, F. Engels’in “Komünizmin Temel İlkeleri” ile birlikte yayınlamıştır. 116 sayfa olan ve yedi önsözü içeren eser “Avrupa’da bir hayalet kol geziyor – Komünizm Hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Sosyal Yayınlar da Komünist Parti Manifestosu’nu 1998 yılında Cenap Karakaya’nın çevirisi ile yayınlamıştır. Küçük boy 182 olarak yayınlanan eser, yedi önsöz, ana metin ve K. Marx’ın Köln Komünistleri Davası Üzerine kitabına F. Engels’in önsöz olarak yazdığıKomünistler Birliği’nin Tarihine Katkı yazısını içermektedir. Eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: komünizm hayaleti”  cümlesi ile başlamaktadır.

İthaki Yayınları 2003 yılında Komünist Manifesto’yu Almanca aslı ile birlikte yayınladı. Çeviren ve yayına hazırlayan Levent Kavas, Açıklama bölümünde ana metinden F. Engels tarafından yapılan ekleme ve çıkarmaları tespit ettiklerini belirtiyor. Bütün önsözler ile birlikte 165 sayfa olarak basılan eser “Avrupa’da bir hortlak kol geziyor – komünizm hortlağı” cümlesi ile başlıyor.

Oğlak Yayınları Komünist Parti Manifestosu’nu 2005 yılında Rekin Teksoy’un çevirisi ile yayınladı. Rasih Nuri İleri, Yordam Kitap’tan yayınlanan Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar kitabında yer alan “Türkçede Manifesto” başlıklı yazısında “…Rekin Teksoy’un yaptığı güzel çeviri büyük bir özellik taşımaktadır” (Yordam-2008, sf. 17) demektedir. Önsözlerin yer almadığı 71 sayfalık küçük boy kitap “Avrupa’da bir umacı dolaşıyor: Komünizm umacısı” cümlesi ile başlamaktadır.
2006 yılında Mephisto Basım Yayın tarafından tüm önsözleri ve ana metni içerenKomünist Parti Manifestosu yayınlandı. Cihan Çabuk tarafından çevirilen küçük boy, 79 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: komünizm hayaleti”  cümlesi ile başlamaktadır.
Can Yayınları Komünist Manifesto’nun ilk baskısını 2008 yılında gerçekleştirdi. K. Marx ve F. Engels’in kısa yaşamöykülerini ile başlayan kitap, çevirmenlerden birisi olan Celal Üster’in Sunu’su ile devam ediyor. Çevirmenler Celal Üster ve Nur Deriş imzalı Çeviriyle İlgili Açıklamalar’da otuz yıl önce yaptıkları çevirinin Almanca baskısı ile karşılaştırılarak gözden geçirildiğini belirtiliyor. Ana metin ve yedi sunuşu içeren 128 sayfalık kitap “Avrupa’da bir heyula korku salıyor: Komünizm heyulası” cümlesi ile başlıyor.

Daktylos Yayınevi 2008 yılında eseri Komünist Manifest adıyla bastı. Yayınlanışının 160. Yıldönümü’ne vurgu yapan Yayınevi Notu’nu ana metin ve tüm önsözler izliyor.  Kitabın sonunda Almanca aslından 6 çevirmenin katkılarıyla yayıma hazırlayan G. Doğan Görsev’in160. Yılında Türkçede “Komünist Manifest” başlığını taşıyan yazısı bulunuyor. 1980’lerden başlayıp gelen çeviri sürecinde birisi adını açıklamak istemeyen altı çevirmen Çelik Akpınar, Ali Söylemezoğlu, Bülent Tarakçıoğlu, Timur Turgay ve Alpaslan Ünsal olarak belirtiliyor. Almanca metnin yorumlanmasında Frau Engels’in değerli katkıları olduğu bildiriliyor. 119 sayfaladık eser  “Avrupa’da bir heyula kol geziyor: komünizm heyulası” cümlesi ile başlıyor.

Alter Yayınları Komünist Manifesto’yu 2008 yılında yayınlandı. Hasan İlhan tarafından Fransızcadan çevrildiği anlaşılan eser, yedi önsözü ve ana metni içeriyor. 77 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor. [Komünizm hayaleti.]” cümlesi ile başlamaktadır.

Komünist Manifesto, İlkeriş Yayınları tarafından 2008 yılında yayınlandı. İlhan Erman tarafından Almancadan çevirilen kitap, yedi önsözü ve ana metni içeriyor. 78 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Komünist Parti Manifestosu, Akademi Yayın tarafından 2010 yılında yayınlandı. Yayına hazırlayan İbrahim Okçuoğlu imzalı Önsöz’de gençliğin ilgisinin yoğunluğundan söz edilmektedir. Dört önsöz ve ana metinden oluşan küçük boy 80 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

2010 yılında Arya Yayıncılık tarafından eser Komünist Partisi Manifestosu adıyla yayınlandı. Orhan Erdem’in çevirdiği, yedi önsöz ve ana metni içeren 98 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor – komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Kitapdostu Yayınları 2010 yılında Komünist Parti Manifestosu’nu Komünizmin Temel İlkeleri ile birlikte yayınladı. Bir çevirmen adının belirtilmediği 104 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Siyah Beyaz Yayın tarafından Komünist Parti Manifestosu, Cihan Çabuk çevirisiyle 2011 yılında yayınlandı. Üç önsöz ve ana metinden oluşan 112 sayfalık küçük boy eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Sis Yayıncılık 2012 yılında Komünist Parti Manifestosu’nu yayınladı. Altı önsöz ve ana metinden oluşan eserin çevirisi Tolga Eraslan tarafından yapılmış. 77 sayfalık eser “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Versus Yayınları 2012 yılında “Tarihin En Önemli Siyasi Belgesi İçin Bir Yol Haritası” alt başlığı ile Komünist Manifesto’yu yayınladı. Kemal Ülker’in çevirdiği kitap önsöz, giriş ve “Özet Olarak Marksizm” bölümünden sonra, “Açıklamalı Komünist Manifesto” bölümü, “Ek Malzemeler” bölümünde Manifesto’nun geçerliliğinin tartışıldığı bir yazı ile iki önsöz ve “Komünizmin İlkeleri” ile Marx ve Engels’in Diğer Eserleri’ni içeren yazıyı kapsamaktadır. Kitap; İnceleme ve Tartışma Soruları, Sözlükçe, Türkçede Marx ve Engels’in Diğer Eserleri, Kaynakça ve Dizin’den oluşmaktadır. Ana metin “Avrupa’da bir heyula kol geziyor, Komünizm heyulası” cümlesi ile başlıyor.

Türkçede Komünist Manifesto; Doğa Basın Yayın, Kaynak Yayınları, Tablet Basım Yayın, Ulusal Kültür, ÜBL Yayıncılık, Yorum Yayınları gibi çok sayıda yayınevi tarafından basılmıştır.
Kimi yayınevleri Komünist Manifesto’yu başka yazılar, kitaplar ile birlikte basmayı tercih etmiştir. Yordam Kitap, 2008 yılında yayınlanışının 160. yıldönümünde Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar başlığı ile Nail Satlıgan, Tektaş Ağaoğlu, Olcay Göçmen ve Şükrü Alpagut’un çevirileri ve telif yazıları kitaplaştırmıştır. Yayınevinin Notu ile başlayan kitap, Rasih Nuri İleri’nin Türkçede Manifesto yazısı ile devam etmektedir. Nail Satlıgan’ın Almancadan çevirdiği ana metin “Avrupa’da bir heyula kol geziyor – komünizm heyulası” cümlesi ile başlamaktadır. Tektaş Ağaoğlu tarafından İngilizceden çevirilen yedi önsöz bulunmaktadır. Doktor Şefik Hüsnü’nün naklettiği Komünist Beyannamesi’nin tam metni ve bir sözlük ile birlikte sunulmaktadır. Ardından Komünist Manifesto’nun yayınlanışın 100. 150. ve 160. yıldönümleri nedeniyle yayınlanmış Dünyadan ve Türkiye’den yazarların yazılarına yer verilmiştir.

Nokta Kitap 2009 yılında Tolga Öztürk’ün çevirisiyle Manifesto Dünyanın Nasıl Değiştirileceği Üzerine Üç Klasik Makale adı altında K. Marx ve F. Engels’in Komünist Manifesto, Rosa Luxemburg’un Reform ya da Devrim, Ernesto Che Guavera’nın Küba’da Sosyalizm ve İnsan adlı metinlerini yayınladı. ABD’den Adrienne Rich’in Önsöz ve Küba’dan Armando Hart’ın Sunumu ile birlikte verilen kitap 192 sayfa. Komünist Manifesto “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Ulak Yayıncılık 2010 yılında K. Türel’in çevirisi ile K. Marx ve F. Engels’in Komünist Manifesto, Leo Huberman’ın Sosyalizmin Alfabesi ve J. Stalin’in Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm adlı metinlerini yayınladı. 301 sayfalık küçük boy kitapta üç önsöz içerenKomünist Manifesto “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Komünizm hayaleti” cümlesi ile başlamaktadır.

Komünist Manifesto, Türkiye’de çizgi olarak da yayınlandı. Yordam Kitap tarafından 2009 yılında yayınlanan ilk kitap Çizgilerle Komünist Manifesto adını taşıyor. Çizgiler Rodolfa Marcenaro’nun imzasını taşırken, Manifesto metinleri için Nail Satlıgan’ın çevirisinden yararlanılmış. Konuşma balonlar içindeki çeviriler ise Kaan Emek’e ait. Büyük boy 102 sayfalık kitap “Avrupa’da bir heyula kol geziyor – komünizm heyulası” cümlesi ile başlıyor.

Yine Yordam Kitap tarafından 2012 yılında yayınlanan Komünist Manifesto Mangakitabını uyarlayan East Press, Japoncadan çeviren İnan Öner olmuştur. 192 sayfalık küçük boy kitapta açılış cümlesi olarak “Avrupa’da bir heyula kol geziyor – komünizm heyulası” kullanılıyor.

Komünist Manifesto 1990’lar sonrasında Türkiye’de Kürtçe olarak da yayınlanmaya başlamıştır. Dönüşüm Yayınları 1994 yılında 160 sayfa olarak Kürtçe-Türkçe Manifesta Partiya Komunist – Komünist Partisi Manifestosu’nu yayınlamıştır. Türkçe çevirinin Almancadan İsmail Yarkın tarafından yapıldığı belirtilen Yayıncının Notu’nda daha önce bir dergide yayınlanan Kürtçe çevirinin, geçmişte yapılmış Türkçe baskılardan alındığı belirtilerek yeniden çevirme olanağı bulunamadığı belirtilmiştir. Yayınevinin, “…Kürt kültürüne bilimsel sosyalizmin girmesini ve bilinçlere Kürtçe olarak, Komünist düşüncenin temeli sayılan Komünist Partisi Manifestosu’nun taşınmasını hedeflediği” vurgulanmıştır.

Yordam Kitap Komünist Manifesto’yu, 2011 yılında Manîfestoya Komunîst adıyla yayınladı. Kürtçe çevirisi Sami Tan tarafından yapılan kitap 61 sayfa olarak basıldı.

Evrensel Basım Yayın, 2011 yılında Kürtçe Komünist Partisi Manifestosu’nuManifestoya Partiya Komunist adıyla yayınladı. Kürtçe çevirisi Tonguç Ok tarafından yapılan kitap 56 sayfa olarak basıldı.
1848 yılında yayınlanan Komünist Manifesto’nun yıldönümlerinde de çeşitli kitaplar yayınlandı. İlk olarak Yücel Yayınları, 1975 yılında, Olcay Göçmen’in çevirisi ile Yüz Yıl Sonra Komünist Manifesto adlı kitabı yayınladı. Aynı adlı makale, tanınmış Marksist yayın Monthly Review dergisinin 1949 Ağustos ayının başmakalesi olarak Paul Sweezy’nin imzasını taşımaktadır. Bu metin daha sonra Yordam Kitap tarafından yayınlanan Komünist Manifesto ve Hakkında Yazılar kitabında da yer almıştır (Yordam-2008, sf. 121-139). Kitap Sweezy’nin çeşitli makaleleri ile devam etmektedir.

Ütopya Yayınevi, 2003 yılında Komünist Manifesto’nun yayınlanışının 150. Yıldönümü nedeniyle çok sayıda yazarın makalelerini toplayarak basmıştır. Özgür Orhangazi tarafından derlenen, Devrim Duman ve Özgür Orhangazi’nin çevirilerini yaptığı 22 makaleMarksizm Tartışmaları Manifesto’nun Güncelliği başlığı altında yayınlanmıştır.

Emek Araştırmaları Merkezi Girişimi; 2008 yılında, Ankara’da Manifesto’nun 160. Yılında Marksizmin Güncelliği adlı bir sempozyum düzenledi. Marksizmin Güncelliği, Marksizm ve Özgül Alanlar, Marksizm ve Sosyal Bilimler, Marksizm, Sınıf Analizi ve Günümüz İşçi Sınıfı ve Marksizm ve Türkiye’de Devrimci / Sosyalist Hareketler kısımlarından oluşan sempozyumda otuza yakın konuşmacı söz aldı. Emek Araştırmaları Merkezi Girişimi, Epos Yayınları ile birlikte sempozyumda yapılan konuşmaları, yine aynı yıl ve yine aynı adla kitaplaştırdı.
Dünyada ve Türkiye’de “bir heyula, komünizm heyulası” kol gezmeye devam ediyor.

Toplumsol