Spor alanında kadının tarihsel konumunu incelemek istediğimizde görüyoruz ki bu konudaki yazılı kitap ya da belge azlığı kadının spordaki yerini göstermektedir. Antik Yunan’da spor güce ve dayanıklılığa dayandığından o dönem zihniyetinde kadının spor yapması uygun görülmüyordu. Hatta kadının olimpiyatlara izleyici olarak katılması bile bir süreç gerektirmiştir.19.y.y.a gelindiğinde spor yapan kadınlar olmuş ancak erkeklerin gölgesinde kalmışlardır. Kadınlar için spor tarihi de bir mücadele tarihidir. Kadınlar için yasak olan olimpiyatlara sporcu kimliğiyle katılmak, okullarda kendi spor liglerini kurabilmek, organizasyonlarda yönetici konumlarında bulunabilmek için mücadele etmişlerdir. Kadın örgütleri/dünya kadın hareketleri kadının bu mücadelesine destek olmuş ve gelişmesine katkı sağlamıştır.
Çoğu alanda olduğu gibi spor alanında da cinsiyet eşitsizlikleri söz konusudur. Kadınlar spor alanında boy göstermeye başladığında erkek egemen zihniyet ‘Bazı sporların kadınlar için daha uygun olduğunu ve kadınların bu sporları icra etmesinin daha uygun olacağını’ söylemiştir. Bu zihniyete göre kadına uygun sporlar voleybol, yüzme, paten, tenis gibi kadının cinsel özelliklerini sergileyeceği sporlardır. Kadının sporcu özelliğinden önce cinsiyetiyle değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Bir buz pateninde kadınların bacakları hep ilgi çekmiştir ya da sırf kadınların bacaklarını seyretmek için voleybol ve tenis izlemeye giden erkekler var. Medya kadını sporcu kimliğiyle göstermek yerine tenis maçlarındaki frikikleriyle gündeme getiriyor. Kadın sporcunun yaptığı sporun cinselleştirilmesi, erkek sporcunun yaptığı sporun atletik olduğu algısı, sporu erkeğe özgü bir etkinlik olarak görme ataerkil sistemin bir ürünüdür.
Kadın sporunu icra ederken birçok engelle karşılaşmaktadır. Bunlardan bir tanesi cinsiyet testleri. 1999 Dünya Veteran Spor Oyunları’nda Kathy Jaeger 100 mt. Dünya rekoru kırdığında diğer yarışmacıların bu sporcunun cinsiyet testine tabi tutulmasını istemiştir. Bu olay sporda başarının erkeğe mahsus olduğu algısını ortaya çıkarıyor. Fakat bilinmelidir ki spor tarihini yönlendiren kadınlar da olmuştur.
Bugün artık birçok spor branşında kadınlar yer alıyor. Ancak yine de bazı ülkelerde kadın toplum baskısı, din ya da ailenin etkisiyle spor etkinliklerine katılamıyor. Oyun alanında birçok ilerleme olmasına rağmen yöneticilik alanında kadınlara söz hakkı verilmiyor. Her ne kadar biz kadınların spordaki başarıları yok sayılsa da her alanda olduğu gibi bu alanda da var olmaya devam edeceğiz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder