13 Ekim 2013 Pazar

GEZİ MÜZİKLERİ ANTOLOJİSİ

Gezi Parkı direnişi bir çok yenilik getirdi hayatımıza ve bir çok şey öğretti. Bu yenilikleri burada yazmaya niyetimiz yok, niyetimiz gezi parkı sürecinin en üretken dallarından biri olan müzik alanına bir ziyarette bulunmak. Gezi süreci boyunca bir çok farklı tarzda müzik üretildi, fakat ortak noktaları içerdikleriydi. Kimi zaman polis şiddeti, kimi zaman ağaçlar, kimi zaman ise dalga geçmek ana amaç olsa da alt metinde hep mücadele vardı. Bizlerde o süreçte sokaklarda olduğumuz için pek bir şey söyleyemedik gezi mucizesi hakkında. İş bu nedenle bu küçük 'Gezi Müzikleri Antolojisi'de bizden direnişe bir selam olarak sayılsın.



Renan Bilek - Ayağa Kalk




Beyoğlu Kumpanya - Bu Daha Başlangıç




Ozbi - Asi




Şanışer & Alef High - Guerrilla Warfare II




Kim Sevmedi Söyle Seni Sayın Başkan Sen Çocukken




Ceylan Ertem - Bir Başka 




Kardeş Türküler - Tencere Tava Havası




Duman - Eyvallah




Fuat Ergin - Karar Bizim Taksim Bizim




HakanVreskala - Dağılın Lan




Boğaziçi Caz Korosu - Çapulcular Oldu Mu?




Boğaziçi Caz Korosu - Çapulcu Musun Vay Vay




Hüsnü Arkan - Eğilin




çArşı - Duydum ki Tayyip Park Yıkacakmış




New York'lu Çapulcular - Şimdi İstanbul'da Olmak Vardı Anasını Satayım




Marsis - Oy Oy Recebum




Joan Baez - Imagine




Kesik Çayır (Çapulcu Versiyon)




Serhad Raşa - Çapulcu'nun Şarkısı




RAAD feat. Bora Gramm - Gezi Parkı Marşı (Ayakta Kal Çarşı)




ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu - Direniş Şarkısı




Boyun Eğmeyenler




ODTÜ KTMT - Tomadan Su Atarlar




Fazıl Say - İnsan İnsan




Her şey birdenbire değişsin ister miyiz?




Sık Bakalım




Gezi Parkı Tutsaklarına Özgürlük!




Elçin Özsoy & SSC - N'olur DİREN




DEMİR SERT - Bu Gaz Bi Harika Dostum




Çapulcu Horonu




Doğu Akdeniz - Reddet




Çapulcu Şarkılar- Angara'nın Gazları




Nazan Öncel vs. Çapulcu Orkestrası - Güya




GERÇEKÇİ OL, İMKANSIZI DÜŞLE!


11 Ekim 1971... John Lennon çıkardığı bir plakla tüm dünyaya bir düş kurma çağrısında bulundu. Ayrımcılığın, milliyetçiliğin, sınırların, savaşların olmadığı bir dünyanın düşü... Aradan 42 yıl geçmesine rağmen maalesef bu düşü sürdürmek zorunda kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. Yine de düşlediklerimizin güzelliğiyle avunuyoruz. Avuntu günlerimizin çabucak geçeceğini umut ederken düşlerimizi de paylaşalım istedik. Aylin Aslım, Bülent Ortaçgil, Redd grubundan Doğan Duru, Bulutsuzluk Özlemi’nden Nejat Yavaşoğulları ve Moğollar’dan Taner Öngür’le düş kurmak üzerine konuştuk. Sırasıyla, “Şu an ne düşlüyorsunuz?/Nasıl bir dünya düşlüyorsunuz?”, “Asla gerçekleşmesini istemediğiniz düşünüz?” ve “Ne tür bir düş kurmak sizi utandırırdı?” şeklindeki sorularımıza verilen yanıtları, “Kimsenin hayallerine dokunmayalım” diyerek olduğu gibi verdik.

AYLİN ASLIM:

» John Lennon gibi insanların ayrıkotu olmadığı ve genç ölmediği bir dünya güzel olurdu.

» İnsanların aklından geçenleri duyabilmek.

» Utanacağım bir hayalim yok.


BÜLENT ORTAÇGİL:

» Düş farklı gerçek farklı. 

Düşleri gerçeğe yaklaştırmak gerekiyor.

» Kozmik bir dünya felaketinin olmasını düşlemem.

» Düşlerden utanılmaz.

TANER ÖNGÜR:

» Açgözlülüğün, hırsların ve kör inançların bu gezegenden yok olması.

» Kör inançların yönlendirdiği insanların yönetimlere hakim olması, ne yazık ki bir ölçüde yaşanıyor bu .

» Bilmiyorum, hiçbir hayalimden utanmadım bugüne kadar.


NEJAT YAVAŞOĞULLARI:

» Gelecek için “bulutsuz” günler düşleyen ben buna devam etmeli miyim bilmiyorum.Gezi olayı olumlu düşünmeme neden olsa da ülkemizde sürmekte ve artmakta olan bireyin özgürlüğüne yönelik gelişmeler olumsuz seyrediyor.Kitleler üzerindeki baskı artıyor..

» Hoyratça yokedilmiş doğal yaşam ve insanların gerçek anlamda özgür olamayışı.Yönetimler tarafından çeşitli araçlar kullanılarak halkın doğru düşünemez hale gelmesi köleleşmesi..paranın ve tabuların baskısıyla hayatların yaşanamaması.

» Böyle bir düş kuramazdım.

DOĞAN DURU:

» Ben dünya düşü kurmayı çoktan bıraktım aslında, gün geçmiyor ki bir öfke bir dayatma bir şiddet ortamını solumayalım. Seçilmiş olanların kendilerinde, yeni bir kimlik, sistem hatta gelecek yaratma yetkisini kendinde görmesi dahası bir takım dalkavukların bu duruma şakşakçılık yapmaları insanın düş kurmasını da engeller hale geldi. Gezi’nin ilk günlerinde hissettiğimiz direnç duygusu bir umudu da yanında getirmişti ki siyasi olarak bir sonuca ulaşamaması ve hatta kimilerince provakatif bir algıya itilmeye çabalanması ve bu oyuna gelenler yüzünden işler sarpa sardı.

Elbette umudumuz ve düşlerimiz son yıllarda, özgürlüğü derinden hissedip yaşayamadığımızdan dolayı kendimizle ilşkili olmaktan çok yaşam ve toplumla ilşkilenmek zorunda kaldı.

Hayata geldik ve yaşamaya çabalıyoruz, üretiyor, paylaşıyoruz keşke tek dertlerimiz yaşamla ve doğayla olan mücadelemiz olsaydı.

» Gerçekleşmeyecek bir düş kurmak gerçekçi görünmüyor yine de eğer bu soru bir kabusa dönüşebilme ihtimali olan bir düş nasıl olurdu diye sorulsaydı, cevabım Türkiye’de bazılarının kurduğu düşün tam da dönüşmeye başladığı şeydir. Daha özgür olabilmek için başka bir derin yapılanmanın önünü açanlar arasında bizim gibi Lennon diyarından gelenler de vardır. Aynı rövanş duygusuyla farklı nedenlerden ötürü kullanılıp atılan liberaller bugün düşlerinin kabusa dönüşmesini izliyorlar. İçinde rövanş duygusu olan her düş bir gün kabusa dönüşecektir.

» Vasatın yükselişini yaşadığımız bu zamanlarda sahip olduğum yeteneklerle hakettiğim sonuçlara ulaşamamış hissediyorum kendimi yine de sahip olmadığım şeyler yüzünden kendimi haketmediğim bir yerde duruyor görmek beni utandırırdı. Gerçi o kadar çok ki bu tarz insanlar bir utanç ülkesi haline gelmemiz bu yüzden an meselesidir.


Selçuk ÖZBEK - BirGün