22 Şubat 2013 Cuma

BERFO ANA!

Bir sabah uyandığınızda, boğazınızın düğümlendiğini hissettiniz mi hiç? Hiç bir neden yokken hemde. Dertsiz, kasavetsiz bir uykudan sonra aniden gelen bir karabasan gibi. Bir sabah uyandığınızda ve belki büyüyüp koskoca insanlar olduğunuzda yavrunuzun uykudaki masumane duruşuna baktınız mı hiç? Sanki o an yanında anası olmasa tüm tehlikelere açık gibi duran o halini sizde gördünüz mü? Hani güvercin ürkekliği ile gidip alnından öptünüz mü hiç? Bir insanı çıkarsızca gerçekten sevebildiniz mi hiç? Bir sevgili gibi değil, bir arkadaş gibi değil, hiç bir kutsallık katılmadan ve toplumsal bir misyon üstlenmeden bir ana gibi yavrunuza aşık olabildiniz mi? Sanki siz yanında olunca tüm tehlikelerden koruyabilecekmişsiniz gibi hissettiniz mi? O sizden koparıldığında 'ben çaba göstersem olmazdı' diyerek kendinizi yediniz mi ya da yavrunuzun peşine düşüp 'ben onunla toprağa gireceğim' deyip, yavrunuza yoldaş olabildiniz mi?

Bu sabah kalktığımızda dertsiz, tasasız uykumuzdan bir karabasan oturuyor hissettik yüreğimizde. Belkide işte o an biraz olsun anlaya bildik yıllar yılı Berfo Anamızın neler çektiğini. Bir çoğumuzun yaşı genç, bilemeyiz belkide evlat denen olgunun ne güzel ve ne menem bir şey olduğunu. Ama evlat sevgisini ve evladına yoldaş olmayı Berfo anadan öğrenebildik. 'Kuzum' diye severken, elinden o ana kuzusunun alınmasının nasıl bir şey olduğu bilemeyiz. Ama oğulun peşini bırakmamayı, ne olursa olsun ve nasıl olursa olsun bulmak için çabalamayı Berfo Anadan öğrendik. Çok atıp, tutabiliriz ve çeşitli acı sözcükleriyle yaşadığımız burukluğu anlatabiliriz. Ama Berfo Ana her 'Arkadaşlar! ben bir anayım benim sesimi duymak zorundasınız, beni dinemek zorundasınız' dediğinde dinlemek için onu, susarız.


Berfo Ana yıldızlarda artık. 1995 yılından beri her cumartesi devletçe kaybedilen yakınlarının hesabını sormak için bir araya gelen Cumartesi Anneleri'nin simgesiydi o. Oğlu Cemil Kırbayır yanında yedi kişi ile gözaltına alınmış, daha sonra diğer yedi kişi geri dönerken Cemil geri dönememiştir. Berfo Ana oğlunu son kez gördüğü anı 'Anne dedi. Yavrum dedim. İşte onun o sesini özledim' diyerek anlatıyor bizlere. Berfo Ananın tek istediği oğlunun kemiklerine sarılmak, ona bir mezar açmak ve yanına gömülmekti. O otuz sene boyunca bir gün çıkar gelir diye asla evini boyamadı, asla eşyalarını değiştirmedi ve asla evinin kapısını kitlemedi. Gelirde bir gün yavrum evini tanımaz dedi, eşyalarını yadırgar dedi, gelirde kapıda kalır belki dedi. Berfo Ana otuz sene boyunca sadece beklemedi, o aynı zamanda oğlunu aradı, darbecilerin ve işkencecilerin peşini bırakmadı. Sözde 12 Eylül yargılamalarında Hakim onu karşısında gördüğünde yanındakilere 'Ana Türkçe biliyor mu?' diye sorarken, o ayağa kalkıp hakime; ''Kenan Evren' i neden getirmedin?'' diye karşılık verdi ve Kenan Evren'e "Elin ayağın titremesin Evren buraya gel!'' diyerek meydan okudu...



Berfo Ana otuz yılı aşkın süre oğlunu aradı. O ve oğlu Cemil Kırbayır bir mücadelenin simgesi oldular. Berfo Ana yeri geldi sokaklarda, yeri geldi başbakanın karşısında ve yeri geldi elleri darbecilerin yakasında hep oğlunu sordu. Tek isteği vardı; oğluyla beraber mezara girmek. Olmadı çok büyük devlet bir ananın son isteğini yerine getirmedi. Dediğimiz gibi o hep bekledi bir gün oğlu çıkarda gelir belki diye. O, oğlunun 'Anne ben geldim' sözlerini duyabilmek için her gün ne cehennem ateşlerinde dağladı yüreğini de, zalimlerin karşısında dik dura bilmek için acısına tuz bastı. Oğlunu bulamayan devlet, ona en büyük kötülüğü yaptığını sanıyordu belki de. Ülkesi ve halkı için mücadele edenleri işkencelerde katletmek, gözaltılarda kaybetmek, sokak ortalarında vurmak ve idam etmek bu  devletin işiydi. Cemil şahsında hem Berfo Analara gözdağı vermek istediler hemde yetişecek nice Cemillere. Ancak diyordu ya şair dizelerinde 'Saraylar saltanatlar çöker/ kan susar birgün/  zulüm biter./  menekşelerde açılır üstümüzde/  leylaklarda güler./  bugünlerden geriye,/  bir yarına gidenler kalır/  bir de yarınlar için direnenler...' işte bizlerde oğlunun yerini doldurmasa da her seferin Berfo Anaların yanına gidip 'Anne biz geldik' diyeceğiz. Çünkü Cemil Kırbayır ve Berfo Ana yarınlarımıza gitmiştir ve bizlere düşen ise yarınlar için direnmektir artık. Sözler anlamsız ve kifayetsiz kalsa da, damarlarımızdaki kan çekilene kadar Cemil'i arayacağız. Cemilleri katledenlerden mutlaka ama mutlaka hesap soracağız. Rahat uyu Berfo Ana, nasıl başaracağını bilmesek de  'rahat uyu' sen. Sözümüz sözdür ana, Cemil'den tanırsın bizi. Biz sözümüzden dönmeyiz. Sen yeter ki ana koyabilmemiz için başlarımızı,  dizini hazırla o muhteşem güne...
''bir sabah anne bir sabah 
acını süpürmek için açtığında kapını 
adı başka sesi başka nice yaşıtım 
koynunda çiçekler 
çiçekler içinde bir ülke getirirler 
başlarını koymak için yorgun dizine 
sen hazır tut dizini anne 
o mükemmel güne''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder