21 Temmuz 2012 Cumartesi

HASRETİN ZAMAN AŞIMI OLUR MU?

Bundan 18 yıl önceydi.Binlerce insan içlerinden ise 35 tane can… Sivas katliamı toplumsal belleğimizin en mahrem yerinde saklı. Tıpkı Çorum gibi, Maraş gibi.. Hatırladıkça içimizi yakan, ama unutmamak içinde sürekli hatırlanan bir gün. 

Peki Ne Olmuştu Sivas'ta? 

2 Temmuz 1993'de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından Sivas' ta bir şenlik düzenlendi.Aziz Nesin’in içinde bulunduğu pek çok şair , ozan , fikir insanı dönemin valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak kente geldi. Kültür merkezinde başlayan etkinliğe çeşitli camilerden çıkan bir grup ellerinde taşlar ve sopalarla geldiler. İlk aşamada polis bir sorun çıkmadan kalabalığı uzaklaştırdı. Ardından binlerce kişiden oluşan gerici güruh, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı.Otelde kentin dışından gelmiş 150 kişi vardı. Dışarıdaki güvenlik sayısı ise kalabalığı durduramayacak kadar azdı. Otelde bunu fark edenler telefonla Sivas Valisi'ni,emniyet müdürünü ve diğer yetkilileri arayarak önlemlerin arttırılmasını istediler. Bununla da yetinmediler,dönemin başbakanını, başbakan yardımcısını , parti liderlerini ve milletvekillerini aradılar. Ancak ulaşılan her yetkili "korkmayın önlem alındı " cevabını veriyordu. Madımakta insanlar 8 saat boyunca etrafa saldıran kalabalığı izledi.Onca aramadan, yardım talebinden sonra sadece ek olarak 71 güvenlik görevlisi gönderilerek olay durdurulmaya çalışıldı! Sonuç? Madımak oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. 

Katliam Önlenebilir Miydi? 

Esasında 2 Temmuzdan 15 gün önce "Müslüman kamuoyuna " başlıklı ve altında "Müslümanların" imzasını taşıyan bir bildiri yayınlanmış ve adeta "cihad" çağrısı yapılmıştır. Ancak hiç bir yetkili bu çağrıyı dikkate almamıştır! Bu da yetmezmiş gibi dönemin Başbakanı Tansu Çiller olayların ardından "Halkımız zarar görmemiştir.’’ diyerek hem yapılan katliama nasıl onay verdiğini hem de onca ölen cana rağmen onları nasıl da ötekileştirdiğini gözler önüne sermiştir. 

"Unutmak Tekrar Yanmaktır!" 

Geçmiş insanların geleceğinin yol haritasıdır.Eğer ki bir toplumun geçmişi yoksa, toplumsal belleği ne kadar zayıfsa, o toplum o kadar geleceksizleşmeye ya da geleceğini başkalarının çizmesine mahkumdur. Sivas bizim geçmişimizdir.Onca ölüm , acı, özlem, öfke bu günümüzün pusulasıdır.Bu yüzdendir ki hala unutulmaz ve hala yeni Sivaslar olmasın diye unutturulmaz.Çünkü bize ait o geçmişi silersek yeniden yanarız! Bütün bunları birileri biliyor olmalı ki katliamdan sonra bu gün bile hala yakalanamayan sorumlular var. Yakalananların ise çeşitli sebeplerle cezası ya hafifletildi yada kaldırıldı. (Nitekim o dönem sorumluların avukatlığını yapanlar ve bu gün AKP kadrolarında yükselişe geçen isimler o dönem iyi savunma yapmış olmalılar(!)). Peki ya bu gün? Bugün bu davaya bir de zaman aşımı dendi. Peki düşünmek gerek o zaman, bu gün hala bir sevgiliye anneye babaya duyulan özlem sevgi zaman aşımına uğrar mı yada "zamanla" geçer mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder