21 Temmuz 2012 Cumartesi

GELDİLER…

Her yerden geldiler, farklı yaştaydılar; liselisi de vardı üniversitelisi de hatta üniversiteyi, liseyi çoktan geçmiş hayatın kendisiyle cebelleşeni de. Kimi okuyordu, kimi milyonlarcası gibi işçiydi, kimi yine milyonlarcası gibi işsiz… Gözleri, elleri, saçları ve dilleri farklıydı; Kimi Kürt, Kimi Türk, Kimi Laz, Çerkez, Arap’tı. Ama kelimeler farklı olsa da anlamlar aynıydı. Yaş farklı olsa da hedefler aynıydı. Görünüşleri, yaşayışları farklı olsa da kalpleri hep aynıydı. Dillerindeki slogan tekti; ‘geldik’ diyorlardı ‘geldik’. Bu ülke kiminmiş göstermeye geldik, gelecek kiminmiş göstermeye geldik ve özgürlük mücadelesinin hakkını layıkıyla vermeye geldik. Biz geldik. Ülkemize, geleceğimize, özgürlüğümüze sahip çıkmaya geldik. Gelecek biziz madem değiştirmeye geldik. 


Evet, 25 Mart sabahı Ankara’ya her yerden gelmişlerdi. Yüzlerce genç, yüzlerce devrimci genç… Gençliğin kendi kaderini tayin hakkına sahip çıkmak için gelmişlerdi. Salon tıklım tıklım doluydu. Bir sürü insan ayakta bazıları dışarıdaydı. Ve başladılar konuşmaya, anlatmaya ve tartışmaya… Üniversite sorunları, lise sorunları, çevre sorunları, emperyalizm, kapitalizmin krizi, kadınlar, Kürt sorunu… Her şeye dair sözleri vardı. AKP’ye de en doğru şekilde cevap veriyorlardı, onları destekleyenlere de. Cemaatin örümcek ağlarına para basan dev dershanelerine karşı dayanışma ağları diyorlardı, ücretsiz dayanışma dershaneleri diyorlardı. Paranın saltanatı değil emekçi halkın çocukları kazanacak diyorlardı. Yıllardır söylemişlerdi ve söylemeye devam ediyorlardı. Ama söylemek yetmezdi. Usta ne demişti; ‘’Devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz!’’. Onlarda teorisini yaptıktan sonra bu işin pratiğini de elbette yıllardır ortaya koyuyorlardı. AKP’ye ferman yazarken yaptıkları gibi, IMF başkanının suratına ayakkabı attıkları gibi, Tekel direnişinde en ön safta oldukları gibi şimdi de ülkelerine sahip çıkarak yapıyorlardı. 

Gençlik Muhalefeti düzenlemiş olduğu Gençlik Kongresi ile geniş gençlik kesimlerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını ve bunlara karşı mücadele yollarını ortaya konmuş oldu. Birçok başlık altında yazıların sunulduğu ve tartışıldığı kongrede gençlik açısından en önemli sorunların yine güvencesizlik ve geleceksizlik olduğu vurgulandı. Öte yandan bugün ABD tarafından ülkemize dayatılan ve AKP-Cemaat koalisyonu tarafından hevesle kabul edilen emperyalizmin piyonluğu rolüne karşı, 68’de ABD büyük elçisi Vietnam Kasabı Kommer’ in arabasını ters çevirip yakanların izlediği yolu takip eden, bugün onların çağrısına kulak vererek antiemperyalist bir mücadele hattının izlenmesi gerekliliğinin altı çizildi. Gençlik Muhalefeti Ankara’da yaptığı Gençlik Kongresi ile, tarihsel devamlılığı içinde DEV-GENÇ’ ten aldığı gençliğin öz örgütlülüğünü inşa etme görevi yolunda bir adım daha attı.Gençliğin militan-demokratik ve merkezi örgütünü yaratma noktasında önemli bir dönemeci oluşturan gençlik kongresi Gençlik Muhalefeti için ne bir son ne bir başlangıç anlamına geliyor. Bundan önce yaptığı gibi bundan sonrada mücadelesine devam edecek Muhalefet. Gençliğin üniversite ve liselerdeki söz ve karar hakkı meclislerini kurarken, yoksul mahallelerde dayanışmayı örecek. Kültür-sanat alanındaki erozyona dair sözünü ve pratiğini oluştururken, sağlık hakkı için mücadelede edecek. Ve BirGün gazetesi yazarı Melih Pekdemir’in dediği gibi AKP-Cemaat koalisyonu bu kadar azgınca saldırırken, her gün onlarca insan tutuklanırken ve her gün sayısız işçi ölürken, zevkli ve zor mücadele günleri bizi bekliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder