
Yani geçen sene bir kadın arkadaşımız üniversite içinde tacize uğrarken neredeydi bu güvenlik önlemleri? Veya kendini Atatürkçü gösteren faşistler, elinde demir sopalarla demokrat, ilerici ve yurtsever öğrencilere saldırırken neredeydi bu güvenlik tedbirleri? Gerçi doğru, öğrencilerin beyinlerini bildirilerde yazan ‘sakıncalı’ fikirlerden korumak için bildiri dağıtan öğrencilere saldırıyorlardı. Yurt şartlarını protesto eden sağlıklı ve ucuz beslenme hakkını isteyen öğrencilere saldırıyordu polisler. Formasyon hakkını isteyen öğrenciler çok tehlikeliydi ve rektörleri korumak için saldırıyordu ÖGB elemanları.
Rektör ne işe yarar? Ben mi seçtim ki, beni yönetecek bu vatandaş. Kim verdi ona bu hakkı. Yandaşı olduğu parti aldığı 3 oya bakmaksızın atadı onu. Sanki ondan çok oy alanlar faklıydı. Biz verdik mi hiç oy o rektör adaylarına. Burjuvazinin ahırları parlamentolar dolsun diye verebilirken oy, neden kendi rektörümüzü seçemeyiz? Bizde mi sorun var yoksa bu çelişkiyi yaratanlarda mı? Düşün hele mahalle muhtarını şeçiyorsun, ama okulunu, sen olmazsan hiçbir anlamı olmayan okulunu yönetecek kişiyi seçemiyorsun. Bu ne yaman çelişki böyle?
Bence bunların hepsi bir yanılsama ve yalan. Güvende olmadığın yanılsama. ÖGB, Polis ve güvenlik kameraları işe yaramaz! Rektör seçimleri yalan ve meşru değil. Bunlar doğruda ne yapmalı? Ne yapmalı? Ne yapmalı?...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder